9 Ocak 2024 Salı

Sevgi Terapisi

 

İnsan bilmediğinin düşmanıdır ve tanımadığını sev(e) mez. Yaratıcımızı da önce tanır; sonra severiz. Tanıdığımız oranda muhabbetimiz artar.
Sevmekte anlamlandırmak; sevmemekte anlamsızlık vardır. Sevmek, sağlıklılık; sevmemek, hastalık halidir. Gözünde hiçbir şeyin anlam değeri kalmayan insan, ölüdür. İntihar, ‘benim için hiçbir şeyin anlamı yok’, noktasıdır.
Oysa sevmek fıtratında var insanın. Önemli olan neyi, ne kadar, nasıl seveceğini öğrenmektir. Ölçüsüz sevgi yorar insanı. Onun için Allah, Kendisini sevmeyi, Habibi’ni sevme şartına bağlamış. Çünkü O (asm), fıtrattır, ölçüdür.
Sevmediği sevdiğinden fazla olan hastadır. Hasta tedavi olmalıdır. Tedavi, sevileceklerin sayısını arttırmaktır. Hasenatı seyyiatına galip gelen sevilir. Hatta yirmi kötülüğü ile birlikte bir iyiliği olan sevgiyi hak eder, ola ki o bir iyilik yirmi kötülüğü yok edecek bir potansiyeldir.
Sevgi terapisi, insanın sevmedikleriyle iletişime geçmesidir. Düşmanın dost, yabancının tanıdıklaşmasıdır. Öncesinde bir anlam ifade etmeyen varlığın sonra anlamlı hale gelmesi sevgi ile iletişimin neticesidir. Sevmek bir tedavi biçimidir. Risale-i Nur dersleri, ‘anlam iletişimi’ ve ‘sevgi terapisi’ seanslarıdır. 
Nimetlerin insan üzerindeki hakkı, tefekkürdür. Bunu yapmamak, körlüktür. O varlığın üzerindeki anlamı okuyamamak ‘sevgi körlüğü’dür. İnsan varlığı ve üzerindeki manaları okuyabildiği oranda insandır. Her şeyin bir anlamının var olduğunu okuyabilmek ne muhteşem bir şeydir. Bundan daha ileri bir eğitim yoktur. Her şey anlamlı ise, yaşamak da anlamlıdır. Onun için okulöncesinden, yüksek tahsillere kadar okullara ‘sevgi dersleri’ konmalıdır.
Sevmeyen insanın sevgi kanalları kapalıdır. Bu perdeyi açmak, tefekkürdür; tedavidir. ‘Biz muhabbet fedaileriyiz, husûmete vaktimiz yoktur’ diyen Üstad, bu önemli vazifeye ‘fedai’ olarak dikkatleri çekmiştir. Zamanın cihadı olan sevgi, kişinin şahsî hayatında, kelâmında, davranışlarında görünür hale gelince mücadele kazanılmış demektir. Sevgiyi Veren, sevilmeyi hak eder. Sevmek olmasaydı, kâinatın varlığının, nurunun, hayatının bir anlamı olmayacaktı. Hayat, sevgidir, sevgidendir. 
Biz de severek hayatlanalım, hayat bulalım. Yunus gibi yaşayalım; sevelim sevilelim, dünya kimseye kalmaz.
yazı: Sebahattin YAŞAR

Çok Güzel Sevgi Sözleri

 

 Ey sevgili; heyben acıyla dolar da nefes alamazsan gel. Huzur bulacağın kıyılarım senindir. Umutların solar kurur da su bulamazsan beraber sulayalım, gözyaşlarım senindir. Kanadın kırılır da maviye uçamazsan, ne güne duruyor al, kanatlarım senindir. Çaresiz çilelere bir umut bulamazsan, kendime ettiğim dualarım senindir. Mevlana
İkimizi bir kefene saralar, bir kabirde sır olalım sevdiğim.
Ey yar! Seninle ölmeye geldim. Ateşsen yanmaya, yağmursan ıslanmaya, soğuksan donmaya geldim. Mevlana
Ben seni bu yaşımda yaşamın tam ortasında öylesine değil ölesiye seviyorum.
Bunca yalanın, bunca talanın, bunca riyanın arasında sen. Ne güzel duruyorsun ömrümün ortasında.
İnsana imtihan için özlemek yeter, bir şehri, bir sesi, bir nefesi. İmtihan için bir sen yeter…
Belki hiçbir evrakta isimlerimiz yanyana gelmedi. Ama gayriresmi birçok hayalde ben seninle aynı yastıkta yaşlandım.
Bazı duyguları yazamazsın. Anlatamazsın. Çünkü tefsiri ancak his ile mümkündür. Bu yüzden sadece yaşarsın.
Seni bana veren rabbime şükürler. Yaşanan senli her anıma şükürler. Göz görüp gönlüm severse sevgim için seni gören gözlerime teşekkürler.
Sizi hayallerinden vazgeçecek kadar seven bir kalp bulduysanız Allah’tan yeni bir ömür isteyin. Çünkü bir ömür yetmez onu sevmeye.
Senin gözbebeklerin var ya, kadın kadın gülen, insan insan bakan gözbebeklerin. Beni tutsa tutsa gözlerin tutar ayakta. Beni yıksa yıksa gözlerin yerle bir eder. Bir açarsın ki mutluyum. Bir kaparsın her şey elimden gitmiş.
Sen benim en doğru yanlışım. Tövbesi olmayan günahımsın. Uzak duramadığım yasaklım, en açık ettiğim saklımsın. Sen başımdan giden aklım, severek çektiğim ahımsın.
Sen benim bakışına hasret kaldığım sesine özlemle bağlandığımsın. Özlemim, hasretim, bakmaya doyamadığımsın. Bahtıma doğanımsın. Olmazsa olmazımsın. Nefretim, öfkem, kinim, sevincim, umudum, düşüm, rüyam, hayalim ama en çok ağlatan, en çok kanatansın… Sen tarifi imkânsızımsın.
Ben sana kızsam, kendime küserim.
Konu ne zaman senden açılsa kapatmaya kıyamıyorum.
Bana yüzünü dönme gece oluyor sanıyorum.
Görmeden seni isteyen gönlüm, görünce nasıl dayansın.
Sen benim şarkımsın, herkesin dili dönmez.
Kim istemez mutlu olmayı, ama mutsuzluğa da var mısın?
Çünkü her bir zerrem aşık her bir zerrene.
Besmelesiz başladım diye mi, doyamıyorum seni sevmeye?
Hiçbir harfi sensiz bir cümleye kurban etmedim.
Sen aklım ve kalbim arasında kalan en güzel çaresizliğimsin.
Sen bile bilemezsin gülüşün ben de kaç bahar eder.
Sevdim. Çünkü bir tek ona sarılınca yuva gibi kokuyordu içim.
Öğrendik ki: Her yarayı saran zaman değil, sevgidir.
Ötesi yok bu duanın benim ol. Benimle, aklınla, aşkınla bin yaşa.
Gittin… Ve solumda kaldın ve soluğumda ve sonumda.
Canımın içi, sen hangi şiirden kaçıp geldin yüreğimin orta yerine?
Sen yeter ki çocukluk yap. Gönlümde salıncağın hazır…
Manzarası sen ol gözlerimin, her baktığımda yeni mutluluklar göreyim.
Sen bana Allah’ın emanetisin. Seni sevmek aşktır bana.
Gel beraber alalım nefesimizi sevdiğim, sensiz boğazımdan geçmiyor.
Sen benim ilk şiirim, ilk kavgam, sen benim 17 yaşımsın.
Sensiz bir gün daha akşam oldu. İçim el vermiyor. Biz buna “gün” demeyelim.
Sen benim gökyüzüne gönderdiğim duamın yeryüzündeki cevabısın.
Elimdeki resmin yerine kendin olsaydın. Olsaydın da benim yine derdim olsaydın.
Aşk, yer yerinden oynasa da; yâri yürekteki yerinden oynatmamaktır.
Bir şehir ol. Mesela İstanbul gibi. De ki; boğazım kuruyuncaya kadar seveceğim seni.
Ben hiç dilek tutmadım, hep dua ettim. Ömrün ömrüme nasip olsun diye!
Sen benim hiç bıkmadan saatlerce seyre daldığım, tövbe tutmayan en tutkulu sevdamsın.
O senin neyin olur dediler. Uzaktan dedim uzaktan yandığım olur kendisi.
Eş olan, aşka eştir. “Eş” değer, nefesten ötedir. Ötemde özüm var, özüm nefesin ötesinden ötedir.
Bana kimse sen gibi baktı mı bilmem ama ben kimseye sana baktığım gibi bakmadım.
Belki de sonu nasıl bitecek diye korkmaktan sevmeyi unuttuk.
Aşk ehli isen sitemin cahili olma. Şems
Sevmek ve sevilmek güneşi iki taraftan hissetmeye benzer.
Evvelimiz aşk, halimiz aşk, istikbalimiz aşk.
Seviyorsan git ısır bence, köpek gibi sevdiğini o da anlasın.
Kendime gelemiyorum, sana gelsem olur mu?
Bir insanın bir insana verebileceği en ölümsüz hediye, sevgidir.
Sesindeki huzuru kimse bilmesin. Kıskanırım.
Gözlerime bakarken gözlerinin içi gülüyordu, nasıl sevmezdim?
Sevmek için yürek, sürdürmek için emek gerek.
Ey gece git o yâre söyle. Kokusuna sarılıp uyumak isteyen biri var.
Sen beni sev, geri kalan her şeyi ben hallederim.
Sevmek zor iş, ne maaşı var ne sigortası, bir ayrılığı var bir de gözyaşı.
Sımsıkı sarılalım, aramızdan rüzgâr bile geçmesin.
O kadar güzel gülüyor ki tamam diyorum bu kadar yaşadığım yeter.
Ve sen ağlama. Gözlerin fazlasıyla güzel ağlamak için.
Ve diyeceğim ki; Aşk güzel şey. Vaktinde ve doğru insanla geldiği sürece…
Bir dilek hakkım olsaydı, gittiğin her yer olabilmeyi dilerdim.
Bir yürek anca bir yürek ile takas edilir, yüreğini almadığıma, yüreğimi vermem.
Sende gördüğümü görecekler diye ödüm kopuyor. Özdemir Asaf
Eğer aşk karşılıklı olsaydı, tek taraflı aşkın en güzel aşk olduğunu inkâr ederdi.
Seni sen olduğun için değil, seni bende bulduğum için seviyorum.
Beni hep yanlış anladın zaten sen. Geleceğim ol demiştim sana. Gel ecelim ol değil.
Herkesten kıskanacak kadar değil, herkesi kıskandıracak kadar sev.
Ya kırdığın kalbi Allah seviyorsa? Bilemezsin. Bilseydin ödün kopardı, dokunamazdın.
Kızdığında, küstüğünde bile seni düşünen bir sevenin olması ne güzeldir.
Bir insan aşık olunca; kıskanır, bağırır, kısıtlar, hesap sorar, sahiplenir. Ama anlayana işte…
Ben utangaç bir kalbi taşırım geceden. Ben sana aşık olduğumu, ölsem söyleyemem.
Dilek tutman için yıldızların kayması mı gerekiyor illa ki? Gönlüm gönlüne kaydı yetmez mi?
Öyle bir ‘yâr’ sev ki evladım; elinde su tasıyla, iftarı bekleyen oruçlu gibi beklesin seni…
Aşkın gözyaşları ıslatırken sevgilinin omzunu, neden bu kadar geç kaldığını sorar aşk meleği.
Açık çay içerdi hep, demli olunca bardağın diğer tarafından beni göremezmiş, öyle derdi.
Dediler ki: gözden ırak olan gönülden de ırak olur. Dedim ki: gönle giren gözden ırak olsa ne olur.
Aşk bittikten sonra arkadaş kalalım diyenler. Güle başka isim versen değişik kokacak mı?
Aşkın hikâyesini, durmaksızın feryâd eden bülbüle değil. Sessiz sedasız can veren pervanelere sor.
Kaderde sevmek var ama kavuşmak yok ise şayet, olsun! Vuslata aşık gönül susmaya da razı.
Sen çiçek olup etrafa gülücükler saçmaya söz ver. Toprak olup seni başının üstünde taşıyan bulunur.
İyi geceler canım derdin. Gecenin iyiliğinden çok, canın olma düşüncesi yeşerir dururdu içimde.
Dünyadaki herkesin parmak izinin farklı olması, kimsenin sana benim gibi dokunamayacağının kanıtıdır…
Belki de aşk asla kullanılmamalıydı cümle içinde, zaten bir daha gönül koymak mı ortaya, tövbe.
Eskiden karanlıktan korkar yağmurdan ürperirdim şimdi karanlıklar sırdaşım yağmurlar gözyaşım oldu.
Bir kadın aşka inanmıyorum derken, aslında tek bir şey söylemek istiyordur: Hadi beni aşka inandır.
Sevgi; insanın kalbinde tomurcuklanan nadide bir çiçektir. Mühim olan onu yara almadan yaşatabilmektir.
O yokken “hayır sevmiyorum, unuttum” deyip, onu görünce elin ayağın birbirine dolanıyorsa; aşıksın işte.
Aşk kaçmaktan çok kovalamak, görmekten çok özlemek, gitmekten çok beklemek, dokunmaktan çok düşünmektir.
Halden ala halsizliğim, sözden ala sessizliğim. Ben seninle olduktan sonra, umurumda değil kimsesizliğim.
Gerçek sevgi sabırdır, her şeye dayanır. Affeder, çabalar, gerektiğinde susar, kabullenir ama asla bitmez.
Ne iş yaparsın sen dedi. Hamalım dedim. Nasıl yani dedi. Elimden tutmasını bilenin, yüreğini taşırım dedim.
Yerden yere vurmak yardan yâre tutulmak değildi aşk. Yer yerinden oynasa da Yâr’i yürekten oynatmamaktı aşk.
Gönlüme düştüğü günden beri o ateşi aşk bilirim. Lal olmuş dilime adını dolar. Beni sen, seni ben bilirim.
Aşk ateşten bir parçadır; önce ruhunu aydınlatır, sonra bedenini ıstırtır. Ama illaki yakar benliğini kavurur.
Aşk’a sınır koyamazsın ve aşık oldun mu kalbinin esirisin onun sürüklediği yerdesin; sana acı çektirse bile.
Kapına geldim. Ve ben, ben olmaktan vazgeçtim. Sen yeter ki “kim o” de. Kim olmamı istiyorsan, o olmaya geldim.
Eğer gökyüzü bir parça kâğıt, deniz bir şişe mürekkep olsaydı yine de sana olan duygularımı yazmaya yetmezdi.
Seni bağrıma değil, bağrımı ve başımı ayağının altına bastım. Gözüm toprak olacak, ama gönlüm daima aşk kokacak.
Ey sevgili. Biz seninle bir salkımın iki aşık üzümüyken, başka şişelerde şarap olmuşuz, başka hayallerde harap olmuşuz.
Bazen hiç ummadığınız birine aşık olabilirsiniz ama bu yaptığınız şeyi yanlış kılmaz. Herkes mutlu olmayı hak etmez mi?
Ne sıradan bir sevgiyi yaşayacak kadar basit biriyim. Ne de seni sıradan bir sevgiye malzeme yapacak kadar herhangi biri.
O kadar güzelsin ki yüzüne bakamıyorum. Titriyor ellerim, ellerini tutamıyorum. Öylesine bağlanmışım ki sensiz duramıyorum.
Sen, hayalini kurup, sonunda bulduğum o hayallerimdeki adam değilsin. Sen karşıma çıkıp, bana aşkı hayal ettiren ilk sevgilisin.
Kalbimi ve ruhumu vermemin bir yararı yok, sen zaten bunlara sahipsin. O yüzden sana bir ayna getirdim. Kendine bak beni hatırla.
Sevebilir misiniz? Karşılıksız, beklentisiz, hesapsız, çıkarız, özgür bırakarak. Sırf bir başkasının iyiliğini, mutluluğunu isteyerek…
Kadehime lacivert bir akşam çöküyor gülüm. Zehrini akıtarak çöküyor. Kartana çeviriyor her saniyeyi. Üşüyorum. Üşüdükçe seni daha çok özlüyorum.
Aşk, sakızdan çıkan sözler kadar basit olmaya devam ettikçe, insanlar da pekguzelsozler.com onu çiğneyip tükürmeye devam edecekler.
Gece midir insanı hüzünlendiren, yoksa insan mıdır hüzünlenmek için geceyi bekleyen? Gece midir seni bana düşündüren yoksa ben miyim seni düşünmek için geceyi bekleyen?
Kalbin bir gün seni sevgiliye götürecek. Ruhun bir gün seni sevgiliye taşıyacak. Sakın acında kaybolma. Bil ki çektiğin acı bir gün dermanın olacak.
Sarılmayı bilir misin? Sahiplenmeyi, sahiplendiğinde sadık kalmayı? Sen bilir misin aşık olmayı? Bölünebilir misin ikilere, üçlere, gerekirse binlere? Yapabilir misin? Gerçekten sevebilir misin? Sevmenin demesi olmaz. Unutma; ya çok seversin bir kere, ya da hiç sevmezsin.
Bazı aşklar okyanus gibidir. Görmesen de sonunun bir yerde bittiğini bilirsin, şimdi okyanuslar bile kıskanır sana olan sevgimi, görmesem de biliyorum sonunu sonsuza dek bitmeyecek.

Aşk Sözleri

 

Ben seni ne ara bu kadar çok sevdim.
Aşk senin gülüşünde saklı…
Ben gökyüzü olsam sana kuş olmak yakışır.
Öptüm geceyi aydınlatan gözlerinden.
Yanıma gelmediğinde rüyalarıma beklerim.
Yalansan yalanı severim elimde değil.
Kendime gelemiyorum, sana gelsem olur mu?
Yanağında açan güle âşık oldu bu can.
Yanlış olduğunu bile bile yürüdüğüm yolsun sen.
Bana yüzünü dönme gece oluyor sanıyorum.
Seni düşünürken içim geçmiş, severken de ömrüm.
Çünkü her bir zerrem aşık her bir zerrene.
Ölümü boş ver, kefenim sen kokacak mı onu söyle?
Gülümse biraz ilaç alacak param yok çünkü.
Derdimin dermanı sensin. Bana bir duanın amini gerek.
Telaşımı hoş gör, ıslandığım ilk yağmursun.
Konu ne zaman senden açılsa kapatmaya kıyamıyorum.
Sensiz geçen günlerimin kazası yok sevgilim.
Ve aşk senin tenezzül bile etmediğin gözlerimde kaldı.
Sen en güzel şiirlerin bile kuramadığı kafiyesin.
Ama ben uyuyamadığım geceleri sana helal etmiyorum.
Yemin ederim intiharsın sen seve seve edilen.
Şakağıma bir silah dayasan, ellerinin güzelliğine ağlarım.
Aklım mı? O yüzsüz bir misafir. Hep sende kalıyor.
Kim istemez mutlu olmayı, ama mutsuzluğa da var mısın?
Sen bile bilemezsin gülüşün ben de kaç bahar eder.
En modern alışkanlıktır ölmek ben seni doğasıya seviyorum.
Geleydin bir çay içimi, sen çay dökerdin, ben içimi.
Seni yüreğime düşüren yerçekimi etkisini hiç kaybetmesin istiyorum.
Aşk tüm dünya insanları içinde sana tanıdığım ayrıcalıktır.
O kadar güzel gülüyor ki tamam diyorum bu kadar yaşadığım yeter.
Sen aklım ve kalbim arasında kalan en güzel çaresizliğimsin.
Sen benim görmek için, bakmaya gerek bile duymadığım ezberimsin.
İstediğin kadar uzağa git. Hep aynı gökyüzünü paylaşacağız.
Sen benim gökyüzüne gönderdiğim duamın yeryüzündeki cevabısın.
Gönül sevgiliyi bulmuşsa, kuru dal bile çiçek açar. Mevlana
Benim sende gördüğümü o güzellikleri görecekler diye ödüm kopuyor.
Başka havalar getir bana içinde biraz bahar olsun biraz sen.
Canımın içi, sen hangi şiirden kaçıp geldin yüreğimin ta orta yerine he?
Yüreğini yasla bana sevgili, bir ömür birbirimize yük olalım.
Bazen aşk iki lafı bir araya getirememektir. Seni dersin. Tükenir nefesin.
Seni ben canımın içinde sakladım. Kalbimin ta derinliklerinde…
O senin neyin olur dediler. Uzaktan dedim uzaktan yandığım olur kendisi.
Sen hep gülümse ki yüreğinin güzelliği gülüşlerinde canlansın…
Ad koyunca büyüsü bozulur diye, isimsiz, izinsiz, içimden seviyorum seni.
Aşksız olma ki ölü olmayasın. Aşkta öl ki diri kalasın. Mevlana
Aklımda işin yok! Durup durup aklıma gelme. Yanıma gel, mevzu kalbimde!
Esrar gibi yeşil olmasa da gözleri. Her bakışı sarhoş ediyor beni.
Unuturum diye uyudum, yine seninle uyandım. Belli ki uyurken de sevdim seni.
Ötesi yok bu duanın benim ol. Benimle, aklınla, aşkınla bin yaşa.
Denize ilk kez giren çocuk masumiyetiyle seviyorum seni. Boğulacakmışım gibi.
Sen olmayınca buralar buz gibi. Sensizlik bir iklim adı şimdilerde…
Bir gülüyorsun bir gülüyorsun sen tamam diyorum dünya bitti kapatın gidelim.
Kendimi görebileceğim en güzel ayna bana aşkla bakan gözlerindir.
Bütün şairler sana mı aşıktı ki her okuduğum şiirde, dinlediğim ezgide sen vardın.
Aşk, yer yerinden oynasa da; yâri yürekteki yerinden oynatmamaktır.
Karşıdan karşıya geçer gibi sev beni; önce bana, sonra bana, sonra yine bana bak.
Yeter ki diline dolanayım; istersen bir küfür, istersen bir şarkı olayım.
Hangi ara seni bu kadar sevdim bilemedim. Gecemi aydınlatan, gündüzümü ışıtan yar.
Aşk ve yangın birini daima bitirir. Netice olarak ikisi de düştüğü yeri yakar.
Burası gönül demliği yar. Dile dua, çaya dem, yüreğe kıdem. Aşk’a vefalı olan gelsin.
Aşkı aşıklar anlar diyorsun ben anlamazsam eğer bu solumda yanan sızı ne?
Hep aklıma geliyorsun bak gördün mü senin de gidecek başka yerin yok. Özdemir Asaf
Sensiz bir gün daha akşam oldu. İçim el vermiyor. Biz buna “gün” demeyelim.
Sen güldün ben bir yudum daha içtim çaydan. Yoksa nasıl açıklardım, içimdeki sıcaklığı.
Bir gün bir yerde tekrar karşılaşırsak eğer, benimle yine tanış yine seveyim.
Sen benim hiç bıkmadan saatlerce seyre daldığım, tövbe tutmayan en tutkulu sevdamsın.
Ve beni birden bire yüzünü değil, gözünü değil, sesini göresim geldi ey güzel.
Gerçek aşk şans oyunları gibi hayali bile mutlu ediyor insanı. Fakat tutturabilene aşk olsun.
Şimdi senin her yerini yine sevesim geldi seni avuç içlerindeki çizgilere kadar.
Aslında aşkı yağmura benzetmek lazım. Göğüne bir türlü dönmeyi düşünemeyen yağmura…
Eğer adına eşlik edecekse soyadım, Allah için ahirete kadar senindir sol yanım.
Ey canımın sahibi Yar! Sen benimle olduktan sonra kaybettiklerimin ne önemi var. Mevlana
Sen benim yıldız kayarken tuttuğum dilek değil ezan okunurken ettiğim duamsın.
Çok solcu gördüm ben bu hayatta ama kimse senin gibi kalıcı devrim yapmadı “SOL” yanımda.
Ben utangaç bir kalbi taşırım geceden. Ben sana aşık olduğumu, ölsem söyleyemem…
Bir lades tutuşsak, nesine desen, sesine derim. Bilirsin yüzün aklımdadır hep, ben sesini özlerim.
Bana kimse sen gibi baktı mı bilmem, ama ben kimseye sana baktığım gibi bakmadım.
Gözümle gördüğüm değil, gönlümde kördüğümsün. Çözmeye niyetim yok, sen benim ömürlüğümsün.
Sonunda aşk acısı olsa da sev, çok sev. Usul usul gir yüreğime, kalbim bağrım çatlasın!
Öyle uzaktan seyretme adına hayran olduğum yar. Buyur gel ömrüme ömrüm, ömrün olsun. Mevlana
İnsana imtihan için özlemek yeter, bir şehri, bir sesi, bir nefesi. İmtihan için bir sen yeter…
Aşk tenini nefsetmek değil, ruhunu resmetmektir. Bedenini bedene değil, kalbi kalbe hapsetmektir.
Dışarıya yağmur, yüreğime hasret, fikrime sen. Nasıl yağıyorsunuz üçünüz birden bir bilsen.
Yine gece yine hüzün ve yine içimde sen… Ve yine biliyor musun? İçimde sen olunca hüzün de güzel.
Aşktan yana yaşadıklarımı bilseydin eğer, halen sevebiliyor oluşuma aşık olurdun… Elif Şafak
Acılarımı bile tatlandırıyor aşkın. Yıkıma terkedilmiş kalemin bütün hücrelerine sürülmüş iksir gibisin.
İyi geceler canım derdin. Gecenin iyiliğinden çok, canın olma düşüncesi yeşerir dururdu içimde.
Nedir senin gerçeğin. Aşk kime yakışır vuslat kime? Canı seni çekene mi senin için canından geçene mi?
Git diyorsun da, olmuyor işte git demekle. Ben de sana sev diyorum mesela. Sevebiliyor musun?
Evet ağlamaklı oluyorum demdir bu. Hani kurşun sıksan geçmez geceden. Ve zehir zıkkım cigaram. Gel artık.
Seni anlatabilsem seni. Yokluğun cehennemin diğer adıdır. Üşüyorum kapama gözlerini. Ahmet Arif
Ey yar! Seninle ölmeye geldim. Ateşsen yanmaya yağmursan ıslanmaya soğuksan donmaya geldim. Mevlana
Sana en muhtaç olduğum şu anda gel. Yaşamak olsan da gel, ölüm olsan da gel. Ümit Yaşar Oğuzcan
Dünyadaki herkesin parmak izinin farklı olması kimsenin sana benim gibi dokunamayacağının kanıtıdır.
Kalemi icat edene saygım sonsuz ama senin sıcacık yüreğin olmasaydı bu kalem kâğıda dokun amazdı.
Canım benim bilir misin? Canım dediğimde içimden canım çıkıp sana koştuğunu duyarım hep. Ahmet Arif
Sen gidersen sesin gider kokun gider yüzün gider. Ay dolanır pusularda, tenim titrer ve gecem biter.
Kaybetmekten asla korkmadığım son sınavıma yüreğinin dersliğinde giriyorum. Öğrenci benim, öğretmen sensin.
Bazı duyguları yazamazsın. Anlatamazsın. Çünkü tefsiri ancak his ile mümkündür. Bu yüzden sadece yaşarsın.
Bir kelimeye milyonlarca anlam yüklediğim felsefemsin. Sen olmadığın zaman anlamsız kalırım, gereksiz olurum.
Ya tam açacaksın yüreğini ya da hiç yeltenmeyeceksin! Grisi yoktur aşkın ya siyahi ya beyazı seçe ceksin.
Ağzımdan çıkacak söz olsan konuşmam gözümden akacak yaş olsan ağlamam kalbime hapsettim seni hiçbir yere bırakmam.

Çinli seks izle Çinli japon pornosu

Popüler Yayınlar